içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Hürmüz Boğazı Ateş Hattında: Savaş, Dünya Ekonomisinin Boğazını Sıkarsa

Orta Doğu’da yükselen tansiyonun yeni adresi Hürmüz Boğazı. İran ile İsrail arasında çıkması olası bir savaşta bu stratejik geçidin hedef alınması, sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı sarsacak sonuçlar doğurabilir.

Petrolün kalbi sayılan Hürmüz Boğazı, dünya ekonomisinin nabzını doğrudan etkileyen birkaç yerden biri. Günde 15 ila 20 milyon varil petrolün geçiş noktası olan bu dar su yolu, Basra Körfezi’ndeki enerji devlerini dünyaya bağlayan tek damar. İran ile İsrail arasında çıkacak bir savaşta bu damar kesilirse, ilk önce kan kaybeden küresel ekonomi olacak.

Bir başka deyişle, savaş Hürmüz’ün kıyısında başlarsa, etkisi New York, Berlin, Tokyo ve İstanbul’da hissedilir.

Boğazın geçici ya da kalıcı olarak kapanması halinde petrol fiyatlarında ani bir sıçrama kaçınılmaz. Brent petrolün 150 doları aşması senaryolar arasında. Bu sadece akaryakıt zamları anlamına gelmez. Enerji girdili tüm üretim kalemlerinde — gıda, ilaç, sanayi, taşımacılık — sert maliyet artışları yaşanır. Özellikle enerji bağımlılığı yüksek ülkelerde yaşam maliyeti fırlarken, sokaktaki vatandaşın da en temel ihtiyacına erişimi zorlaşır.

Küresel enflasyonun fitili yeniden ateşlenir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler, kırılgan ekonomileriyle bu yangından en çok etkilenenler olur. Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı ülkelerde kur baskısı, bütçe açıkları ve cari denge riskleri artar. Hükûmetler, sosyal dengeleri koruyabilmek için sübvansiyonları artırmak zorunda kalabilir. Ancak bu da kamu maliyesine yeni bir yük bindirir.

Hürmüz’ün boğazında yaşanacak her çatışma, ABD’nin reflekslerini tetikler. Çünkü bu geçidin güvenliği, sadece İran’a değil, Suudi Arabistan, Kuveyt, BAE gibi müttefik ülkelerin can damarlarına da bağlıdır. İran’ın boğazı kapatma girişimi, Washington için doğrudan bir savaş gerekçesi olabilir. ABD donanması anında bölgeye konuşlanır; beraberinde İngiltere, Fransa gibi güçler de sahaya iner. Sonuç: Bölgesel kriz, küresel bir askeri satranç oyununa dönüşür.

Buna bir de İsrail’in vereceği muhtemel asimetrik yanıtı ekleyin. Sadece askeri değil, siber saldırılar, istihbarat operasyonları ve sabotajlar da denkleme girerse, bu savaş konvansiyonel sınırların ötesine geçebilir. Enerji altyapısına yönelik dijital saldırılar, tanker filosuna düzenlenen sabotajlar ya da liman tesislerine yapılan nokta atışları, Hürmüz Boğazı’ndaki her damla petrolü daha da değerli kılar.

Alternatif enerji yolları gündeme gelir elbette. BAE’nin Kızıldeniz’e uzanan boru hattı, Suudi Arabistan’ın kara rotaları, Türkiye’nin jeopolitik pozisyonu yeniden değerlendirilmeye başlanır. Ama bunların hiçbiri kısa vadede Hürmüz’ün yerine geçemez. Çünkü enerji sadece varılacak bir hedef değil, aynı zamanda ulaştırılacak bir güvenlik zinciridir.

Küresel sistemin kırılgan dengeleri, bugün küçük görünen bir kıvılcımla bile darmadağın olabilir. Ekonomik yapılar, enerji arzına bağlı bir zincirleme reaksiyonla işliyor. Hürmüz Boğazı’nda yaşanacak her gelişme, bu zincirin en zayıf halkasını koparabilir.

Hürmüz Boğazı’na sıkılan her kurşun, dünya ekonomisinin kalbine saplanan bir mermi olur. İran-İsrail gerilimi sıcak savaşa evrilirse, kazananı olmayan bir denklem ortaya çıkar: Enerji tedariki sekteye uğrar, küresel piyasalar çalkalanır, siyasi dengeler altüst olur.

Savaş sadece bombalarla değil, bir boğazın daralmasıyla da başlar. Ve bazen dünya, birkaç kilometrelik bir su yolunda nefessiz kalabilir.

Bu yazı 93 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum