REYHAN AHMADİ

Enflasyon Düşecek Ama Nasıl?

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonda düşüşün devam edeceğini söylüyor. Sıkı para politikası, mali disiplin, yatırım iklimini iyileştirme… Kulağa güzel geliyor. Ama soralım: Sokaktaki vatandaşın cebine yansıyan bir düzelme var mı? Market raflarında fiyatlar geri geliyor mu? Kiralar düşüyor mu?

Sayılarla konuşmak kolay, ancak çarşıda pazarda durum farklı. Bakan Bey, hizmet fiyatlarının “yapışkan” olduğunu söylüyor. Yani kira, eğitim gibi kalemlerde fiyatlar kolay kolay inmiyor. Biz de zaten tam bunu yaşıyoruz! Ev sahipleri, “geçen yıl şu kadardı, bu yıl enflasyon farkını ekleyelim” deyip yeni zamlarla kapımıza dayanıyor. Çocuk okutanlar, “Bu yıl da zam geldi” sözünü duymaktan bıktı.

Şimşek, bütçe açığını düşürmek için sıkı maliye politikalarından bahsediyor. Anlıyoruz ki kemer sıkılacak. Ama kimlerin kemeri sıkılacak? Büyük şirketlere teşvikler devam ederken, vergi yükü yine dar gelirlinin sırtına mı binecek?

Türkiye ekonomisi yatırımcılar için cazip hale gelecekmiş. Peki ya biz? Alım gücü düşen vatandaş için de bu ülke yaşanabilir olacak mı? Market fiyatlarını dolar değil, Türk lirası belirliyor ama maaşlar yerinde sayarken her şey döviz kuruna bağlıymış gibi zamlanıyor.

Bir de doların güçlü olması meselesi var. Bakan Bey, “Bu bizi ticari olarak olumsuz etkiliyor” diyor. Evet, hammaddeyi dolarla alıp ihracatı ağırlıklı olarak Avrupa’ya yapıyoruz. Ama dış ticaret dengesini düşünmeden önce şu soruya yanıt verelim: Vatandaş pazara gittiğinde fileyi nasıl dolduracak?

Bütün bu tedbirler kağıt üstünde anlamlı olabilir. Ama ekonomide başarıyı ölçmenin en basit yolu, halkın cebine bakmaktır. Enflasyon düştü mü? O halde alım gücü artmalı, fiyatlar gerilemeli. Ama şu an gördüğümüz, yüksek fiyatların kalıcı hale geldiği bir tablo. İşte bu yüzden, Bakan Bey’in söyledikleri güzel ama sahada karşılığı var mı, işte orası muamma.